Giessen, Bursa ve Malatya’daki üniversiteler arasında yürütülen sempozyumlar iki yıllık pandemi arasının ardından yeniden başlatıldı. Türk Alman Sağlık Vakfı’nın desteklediği ve Giessen’de gerçekleştirilen programda Türkiye’den gelen dünya çapındaki uzmanlar deneyim ve gelecek perspektiflerini anlattı.
Almanya’nın köklü yükseköğrenim kurumlarından Giessen’deki Justus-Liebig Üniversitesi ev sahipliğinde yapılan sempozyumda, Türkiye ve Almanya’dan uzmanlar organ nakli alanındaki deneyimlerini paylaştılar. Programa Bursa Uludağ Üniversitesi’ni (BUÜ) temsilen Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ekrem Kaya, Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Barbaros Oral, öğretim üyeleri Prof. Dr. Abdülmecit Yıldız ve Doç. Dr. Cenk Ermutlu katıldı. Organizasyonda Türk-Alman Sağlık Vakfı Başkanı Prof. Dr. Yaşar Bilgin, Hessen Eyalet Eğitim, Bilim, Araştırma ve Kültür Bakanlığı Müsteşarı Ayşe Asar, Malatya İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay, Türkiye Frankfurt Konsolosu, Alman Hessen Eyalet Başkan Yardımcısı Dr. Jörg-Uwe Hahn ile T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi temsilcileri de hazır bulundu.
BURSA-GİESSEN KARDEŞLİĞİ 25. YILINA GİRİYOR
BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, organizasyonun açılış töreninde katılımcılara hitap etti. Ülkeler arasında zaman zaman zorluklar yaşanabileceğini, ancak üniversiteler arasındaki ‘bilimsel diplomasi’nin bundan etkilenmemesi gerektiğini belirten Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Türkiye’de halk arasında organ nakli konusundaki direnişin son 10 yıldır Diyanet İşleri Başkanlığı’nın da katkılarıyla azaldığını kaydetti. Organ naklini ‘insani, vicdani ve milli bir görev’ olarak gördüklerini söyleyen Prof. Kılavuz, İnönü Üniversitesi’yle bu konuda aralarında ‘tatlı bir rekabet’ olduğunu belirtti. Tıp Fakültesi bünyesinde 60 yataklı bir organ nakli hastanesinin kuruluş çalışmalarının devam ettiğini belirten Kılavuz, “Önümüzdeki 10-15 yıl içinde bu alanda büyük bir gelişme kaydetmeyi hedefliyoruz. Tabii hiçbir zaman İnönü Üniversitesi’nin düzeyini yakalamak mümkün değil, çünkü onların çalışmaları da bu sürede ivme kazanarak ilerleyecek. Ama en azından onların bugün bulundukları seviyeyi yakalamayı hedefliyoruz” dedi. Önümüzdeki yıl Giessen ile Bursa arasındaki kardeşliğin 25’inci yıl dönümünün kutlanacağına işaret eden Prof. Kılavuz, “Biz de iki üniversite arasında öğrenci ve öğretim üyesi değişimini sürdüreceğiz” diye konuştu.
KARACİĞER NAKLİNDE DÜNYANIN EN BÜYÜK MERKEZİ
Giessen ve Malatya’da dönüşümlü olarak 10 yıl boyunca gerçekleştirdikleri sempozyumlara pandemi nedeniyle iki yıl ara vermek zorunda kaldıklarını belirten İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay ise yeniden bir araya gelme ve bu fırsatı karaciğer hastalıklarıyla, karaciğer nakli konusundaki gelişmeleri görüşmek üzere değerlendirme fırsatı buldukları için çok memnun olduğunu söyledi. Üniversite’ye bağlı Turgut Özal Tıp Merkezi bünyesinde biri genel sağlıkla diğeri de kanser hastalıklarıyla ilgili hastanelerin yanında, karaciğer nakli için de üçüncü bir hastane olduğuna ve bunun bu alanda dünyanın en büyük hastanesi olduğuna işaret etti. Karaciğer nakli konusunda Giessen’den hekimlerin Malatya’ya gelip gelişmeleri gözledikleri, ameliyatlara girip deneyim kazandıklarını belirten Prof. Kızılay, başta Prof. Dr. Sezai Yılmaz olmak üzere Malatya’dan gelen ekipteki uzmanların karaciğer nakli ve kanseri konusundaki deneyimlerini ve gelecek perspektiflerini sempozyuma sunacaklarını kaydetti.
“BİLİMSEL VE SİYASAL İLİŞKİLER BENZERLİK GÖSTERİYOR”
“Üniversiteler arası ilişkilerin, devletlerarası ilişkilerden bağımsız olması” gerektiğini belirten Türk Alman Sağlık Vakfı’nın Kurucusu ve Başkanı Prof. Dr. Yaşar Bilgin de; “Biz burada yaşayan Türkiye kökenli yabancılar hem Türkiye’ye, hem de Almanya’ya bağlıyız. Tıpkı bir ailede ana ve baba arasındaki ilişkilerin kötüleşmesi nasıl çocukları etkiliyorsa, siyasi ilişkilerdeki değişmeler de bizi etkiliyor. Ancak bu durumların bu sempozyum gibi bilimsel çalışmaları etkilememesi gerekiyor. Sağlık tüm insanlar için aralarındaki ulusal, kültür farklarına bakmadan önemlidir. Tıp alanında bir ülkedeki gelişmeden, diğer ülkelerin insanları da faydalanır ve faydalanmalıdır. Karşılıklı olarak sürdürdüğümüz bu sempozyumlarda da herkes birbirinden birçok şey öğreniyor” dedi.
SONRAKİ TOPLANTI BURSA’DA
Programa katılan heyet, açılış törenden önce Justus-Liebig Üniversitesi Acil Servis ve Travma Merkezi’ni ziyaret etti. Travma Cerrahisi Laboratuvarı ve Klinik Tıp Araştırma Merkezi’nde incelemelerde bulunan heyet, merkez ile ortak çalışma imkânları konusunda görüş alışverişinde bulundu.
Organizasyonun 5 Kasım’daki son toplantısında bir sonraki programın Bursa’da yapılmasına dair fikir birliğine varıldı. Heyet, gelecek dönemde hazırlanacak yeni programların üç üniversitenin de ortak kararı ile alınacağı konusunda anlaşmaya vardı.