Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ), YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’ı ağırladı. Önce Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz’u ziyaret eden YÖK Başkanı Prof. Dr. Özvar, daha sonra üniversitede görev yapan dekan, müdür, senatör ve koordinatörlerle bir araya geldi.
Toplantıda akademisyenlere seslenen Prof. Dr. Erol Özvar, Bursa Uludağ Üniversitesi’nin Üniversite-Sanayi işbirliği noktasında büyük bir potansiyeli bulunduğunu aktardı. Kentteki iki üniversitenin de bu alanda çok daha önemli çalışmalara imza atabilecek kapasitelerinin var olduğuna inandığını söyleyen Özvar; “Bursa Ticaret ve Sanayi Odası ve Üniversitelerimizle birlikte bu konuları ele almak için ziyarette bulunduk. Gerçekleştirdiğimiz toplantılar da çok verimli geçti. Daha sonra da üniversitelerimizde görev yapan hocalarımızla bir araya gelmek istedik. Rektörlerimiz de bizi kırmadı ve çok güzel bir ortamda bizleri sizinle buluşturdu. 2 aydır çeşitli vesilelerle üniversitelerimizi ziyaret ediyoruz. Yerinde görmek, Ankara’dan görmekten çok daha sağlıklı, çok daha verimli oluyor. İletişime açık bir insanım. Sizlerle bir araya gelmekten dolayı çok mutlu olduğumu belirtmek istiyorum” dedi.
YÖK BAŞKANI ÖZVAR: ÜNİVERSİTELERDE ULUSLARARASI DANIŞMA KURULLARI OLUŞTURULMALI, NOBEL ÖDÜLLÜ BİLİM ADAMLARI BU KURULLARDA YER ALMALI
Uluslararasılaşma konusunu daha farklı bir alana taşımak istediklerini vurgulayan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Erasmus ve benzeri programların sadece öğrenci ve akademisyen değişimleri ile sınırlı kalmasını istemediklerinin altını çizdi. Başkan Prof. Dr. Erol Özvar; “Artık üniversitelerimizin uluslararasılaşma dendiği zaman bu konuyu, başta kendi üniversitelerini sonra ülkedeki diğer yükseköğretim kurumlarının uluslararası saygınlığını arttırması olarak algılamak gerektiğini düşünüyoruz. Bu tabii ki bugünden yarına olacak bir iş değil. Ancak gayretlere şimdiden başlamak gerekiyor. Üniversitelerimizin çıktılarının ve eğitim-öğretim kalitesinin uluslararası alanda duyurulmasıyla olacaktır. Ayrıca uzun vadeli kendi alanında kıymetli çalışmalar yapmış, Avrupa, Amerika veya Pasifik’te çalışan hocaların, muhtelif destek programlarıyla üniversitelerimize getirilerek; 6 ay, 1 yıl veya çok beğenilirse birkaç sene burada kalacak şekilde gerekli girişimlere mutlaka başlanılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu konu, araştırma üniversitelerinden isteyeceğimiz önümüzdeki senenin başındaki en önemli şartlardan bir tanesi olacaktır. Her üniversitenin uluslararası bir fellowship programı olması gerekiyor. Bu çok kritik bir konudur. Zaten bize destek olması için uluslararası öğretim elemanı istihdam ediyoruz. Bundan bahsetmiyorum. Kendi alanı üzerinde gerçek anlamda dünya çapında çalışmalar yapan hocalarımızın buraya getirilmesi gerektiğinden bahsediyorum. Bu çok kıymetli bir durum olacak. O hocalarımız buraya geldikleri takdirde, içerisinde bulundukları üniversitelere rengini veren, oradaki iklime çok şey katan bir süreç haline geliyor. Bunu denediğimiz üniversiteler var. Çok olumlu sonuçlar alıyoruz. Uluslararası Danışma Kurulları oluşturulmalı ve burada mümkünse Nobel Ödüllü öğretim elemanlarının bulundurulması gerekiyor. İstanbul’da bu şekilde kurduğumuz gruplar var. Bunlar üniversitelerimize çok büyük katkılar sağlıyor” diye konuştu.
BİLİM DİPLOMASİSİ KONUSU ARTIK GÜNDEME GETİRİLMELİ
Üniversitelerin ülkedeki en önemli güçlerinden birisi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Erol Özvar, siyasi anlamda diplomasinin tıkandığı yerde üniversitelerin ve üniversite hocalarının ülkenin uluslararası politikalarına çok önemli destek olacağına inandığının altını çizdi. Bu anlamda üniversitelerin bilim diplomasisi konusunu gündeme almak zorunda olduğunu kaydeden Özvar; “Bu konu, biraz önce söylediğim uluslararasılaşma bakımından da en önemli konularımızın başında geliyor. Eminim ki aranızda veya diğer fakültelerimizde çok kıymetli, uluslararası düzeyde gerçekten yakından takip edilen hocalarımız vardır. O hocalarımız kanalıyla biz de gerek ülkemize, gerekse de ülkemizin dış politikasına fevkalade önemli çalışmalar üretebileceğimize inanıyorum ve bu konunun da gündemde tutulmasına ihtiyaç olduğunu düşünüyorum” açıklamasında bulundu.
ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİNDE YENİ MODELLER UYGULAMAYA KOYULACAK
Bursa Uludağ Üniversitesi’nin ve Bursa Teknik Üniversitesi’nin Üniversite-Sanayi işbirliği noktasında muazzam bir potansiyele sahip olduğuna işaret eden YÖK Başkanı Özvar; “Bu potansiyeli biliyoruz. O sebeple de Bursa’ya geldik. Burada belki yeni modeller uygulamaya sokmak gerekebilir. Danışmanlıkların ötesine geçen bir sistemi uygulamaya alabiliriz. YÖK olarak bu konuda radikal tedbirler alacağımızı bilmenizi istiyorum. Bu konuyu sonuna kadar zorlayacağız. Akademisyenlerimizin de bu konuda takipçi olmalarını istirham ediyorum” dedi.
ÜNİVERSİTE MEZUNLARI HAKKINDA İSTİHDAM ENDEKSİ OLUŞTURULACAK
Üniversitelerle alakalı olarak hayalini kurduğu hususlardan bir tanesinin de mezun istihdamının yakından takip edilmesi olduğunu açıklayan YÖK Başkanı Prof. Dr. Özvar; “Üniversite veya genel anlamda eğitim-istihdam ilişkisi, şahsen benim YÖK Başkanlığı döneminde gündemimde olacağını buradan ifade etmek istiyorum. Üniversitelerimizle alakalı bir istihdam endeksi olacak. Ben hocalarımızın ve üniversitelerimizin mezunlarını mutlaka takip etmeleri gerektiğine inanıyorum. Bunun için de gerek mezunlar ofisini, gerek burada kullanılan yazılım yöntemlerinin çok dikkatli bir şekilde tetkik edilerek gözden geçirilmesini, hatta geride doğru takibinin bir an önce başlamasını gerektiğini düşünüyorum. Çok küçük değişiklikler, üniversitelerin mezunlarını takip etmesine vesile olacaktır” şeklinde konuştu.
ÖZVAR: ARTIK CENTİLMENLİK VE ADALETE DAYALI REKABET KURALLARI GEÇERLİ
Rektörlerin mezun endeksi çalışmaları konusunda vereceği bilgilerin her anlamda aydınlatıcı olacağına işaret eden Prof. Dr. Özvar; “Rektör hocalarımız dönemlere göre mezun endeksleri tutsa, istihdam oranlarını açıklasa, bunu program program duyursa, emin olun o bölümlere dair sınava girecek öğrenciler nezdinde çok olumlu katkısı olur. Yüksek puanlarla alınan program sayısı arttıkça, araştırma üniversitelerinin kapasitesi de artar. Bunun için üniversite de devlet üniversitesi yöneticilerinin liselerde çalışma yapması lazım. Artık centilmenlik ve adalete dayalı rekabet kuralları geçerlidir. Bu konuda ne kadar yüksek puanlı öğrenciyi biz üniversitelerimize çekersek, o üniversitenin araştırma üniversitesi kapasitesi de artar. Bu bakımdan fakülte ve bölüm düzeyinde planlama gerekiyor. Bölüm kendi öğrencisini seçebilecek şekilde bir tanıtım faaliyeti içerisinde olmalıdır. Üniversitelerimizin itibarını ve marka değerini yükseltmek hepimizin üzerine düşen sorumluluktur” diye konuştu.
BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz da YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’ı üniversitelerinde ağırlamaktan dolayı büyük bir onur duyduklarını belirtti. Üniversitede devam eden çalışmalar, projeler ve genel süreç hakkında kısa bir bilgilendirmede bulunan Rektör Kılavuz; “2,5 yıllık görev sürecimiz içerisindeki faaliyetlerimiz sayesinde üniversitemizi belli bir noktaya getirdik. Akademik ve bilimsel anlamda ilerleyişimiz sürüyor. Bundan sonraki süreçte de daha iyi noktalara gelebilmek için çalışmaya devam edeceğiz” dedi.